Sudan’da Neler Oluyor?

Sudan’da birkaç gündür Milli Ordu ile darbe girişiminde bulunan Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalar devam ediyor. Çatışmalarda onlarca kişinin öldüğü ve yüzlerce kişinin de yaralandığı ifade ediliyor. Sudan Ordusu’nun başında General Abdülfettah el-Burhan, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin liderliğini ise komutan Hımidti (Muhammed Hamdan Dagalo) bulunuyor. Sudan ordusu, 2019 yılında ülkeyi 30 yıl yöneten Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’i, Darfur bölgesinde silahlı bir milis güç olarak ortaya çıkan ve daha sonra Hızlı Destek Kuvvetleri olarak ordu içinde bir birime dönüşen grup ile birlikte devirmişti. Beşir’i devirmek için ittifak kuran iki komutan bugün birbirleriyle çatışıyor.

Abdülfettah el-Burhan, ordu, güvenlik, istihbarat servisleri ve birleşik polis güçleri dahil olmak üzere ordunun ve silahlı kuvvetlerin başkomutanıdır. Son imzalanan anlaşmaya göre, Hızlı Destek Kuvvetleri bu silahlı kuvvetlerden biridir, ancak özel bir statüye sahiptir. Hızlı Destek Kuvvetleri genel anlamda daha çok Sudan ordusuna veya silahlı kuvvetlerine paralel bir ordu gibidir ve özel ayrıcalıklara, bağımsız mali kaynaklara ve bağımsız siyasi ilişkilere sahiptir. Genellikle komutanlarının ordununkinden farklı olduğunu ve özel bir statüye sahip olduklarını söylerler. Sayıları, son zamanlarda bariz bir şekilde arttı ve neredeyse güçleri sayı bakımından ordu ile aynı seviyeye yaklaştı. Silahlanmaları ise hafif ve orta düzeydedir.

Rusya ile ilişkilerini geliştirdikten sonra kendilerine bir zırhlı kuvvet ve bir hava kuvveti eklemeye çalıştılar. Öyle ki Hızlı Destek Kuvvetleri’nin lideri Hımidti’nin son Türkiye ziyareti sırasında Ankara’dan insansız hava aracı satın almaya çalıştığı ama Türkiye’nin bunu reddettiği belirtiliyor. Genel olarak ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki sorunlar eskidir ve bu kuvvetlerin ordunun aleyhine güçlendiği gerekçesiyle orduda birçok iç sorun ortaya çıktı. Geçen Aralık ayındaki çerçeve anlaşmadan sonra olaylar gelişti. Bu kapsamda Ordu, hızlı destek kuvvetlerinin iki yılı geçmemek üzere desteklenebileceğini teyit eden belgeler ve çok yönlü bir plan sunmuştu.

Hızlı Destek Kuvvetleri, bu dönemde entegrasyonun gerçekleşemeyeceğini ve silahlı kuvvetlere entegrasyon sürecini tamamlamak için on yıla ihtiyaç olduğunu savunuyordu. Alman uyruklu olan BM Sudan Temsilcisi Volker Perthes de Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri ve Hızlı Destek Kuvvetleri ile anlaşarak, bunun beş ila altı yıllık bir süre içinde mümkün olduğuna dair bir planı sundu. Bu sorunun kaynağı aslında, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi güçlerinin uluslararası elçi ile işbirliği içinde farklı bir bakış açısına sahip olmasıdır. Onlara göre, mevcut ordunun komuta kademesi derin devletin kendisidir ve önceki rejimin bir uzantısıdır dolayısıyla durum bu şekilde devam ettirilemez.

Bunun yanı sıra Darfur’da Abdulvahid Muhammed Nur ve Güney Kurdufan’da Abdülaziz el-Hilu başta olmak üzere Cuba Barış Antlaşması’nı imzalayan ve imzalamayan silahlı hareketlerin güçlerinden ve Hızlı Destek kuvvetlerinden oluşan yeni bir Sudan ordusu oluşturulması talep ediyorlardı. Bu durum sonunda orduyu kızdırdı ve Kuzey Eyaletindeki Marawi Havalimanına makineli tüfeklerle donatılmış yaklaşık 100 aracın gönderilmesi üzerine arka arkaya büyük olaylar gelişti. Hızlı Destek Kuvvetlerinin burada bulunması için hiçbir neden yoktur çünkü Marawi Havalimanı aslında Mısır ve Sudan arasındaki askeri işbirliğinin en önemli merkezlerden biridir. Silahlı Kuvvetlerdeki Müşterek Harekat’tan izin almadan Marawi Havalimanı çevresine konuşlandılar ve bu çok büyük bir gerilim yarattı. Daha sonra yüzlerce tank, önceki Cuma günü gizlice hareket ederek Hartum Eyaletine girdi ve burada bulunan onlarca Hızlı Destek noktasına katıldı. Bu, Hızlı Destek Kuvvetlerinin iktidarı ele geçirmek üzere olduğuna dair tam bir istihbarat sinyali verdi ve ardından Sudan’da olaylar başladı.

Sudan ordusu Hava Kuvvetlerini kullanarak, Hızlı Destek Kuvvetlerinin Hartum Eyaletindeki tüm karargahlarını vurarak tamamen yok etti ve ardından iletişim sistemlerini vurdu. Bunun sonucunda Hızlı Destek Kuvvetleri tüm saha komutanlıkları ile iletişimini kaybetti ve haliyle karargahlarına giden destekler kesildi. Tahminlere göre, Hızlı Destek Kuvvetleri büyük bir darbe aldı. Ordu, Hartum eyaletindeki durumu kontrol ediyor ve dün akşamdan önce ana operasyonları fiilen tamamladı. Şu anda eyalet içindeki operasyonlardan geriye kalanlar sadece tarama operasyonlarıdır ve Hızlı Destek Kuvvetlerinin manevi bir zafer elde etme çabasıdır.

Sudan ordusunun tüm güçleriyle zaferin ilk adımlarını sağladığı çok açık, ancak şimdi asıl mesele Hartum eyaletinde değil. Hızlı Destek Kuvvetlerinin ana gücünü barındıran ve büyük bir yerel desteğe sahip olduğu Darfur eyaletinde süreç ordu için daha zor olacak. Bu nedenle Hımidti ve kardeşlerinin şehirlere değil Darfur kırsalına gitmelerini bekliyorum çünkü şehirler başta Mini Arko Minavi ve Cibril İbrahim olmak üzere orduyla ittifak halindeki silahlı hareketler tarafından yönetiliyor. Dolayısıyla, kırsala giderek saflarını yeniden düzenlemeye çalışacaktır. Böylece Darfur krizi tekrar geri dönecektir ama bu kez daha organize ve daha eğitimli güçlerin varlığıyla.

Sudan ordusunun, kendisinden ve istihbarat servisinden görevlendirilen subaylar aracılığıyla Hızlı Destek Kuvvetleri’nin iç sistemine sızmayı başardığı belirtiliyor. Bu subaylar emir aldıklarında güçlerinin çoğunu yanlarına alarak geri çekildiler bu sayede Hartum eyaleti içindeki Hızlı Destek Kuvvetleri fiili olarak çözülmüş oldu. Ama halen Hımidti’nin ailesi olan Dagalo ailesi ile doğrudan bağlara sahip Hızlı Destek Kuvvetleri’he yakın subaylardan oluşan altyapı veya sağlam yapı bulunuyor. Bunlar operasyonları yönetiyorlar ama şu anda çok zayıflar. Hızlı Destek Kuvvetleri’nin faaliyet merkezi bundan sonra Darfur’da olacak. Ordunun o bölgedeki aşiret liderlerini kontrol etmek için aldığı tedbirler var. Bunların başında  Cancavid güçleri geliyor. Cancavid güçleri Hımidti’nin başlangıç noktasıdır ancak daha sonra onlara karşı gelerek Sudan Güvenlik Servisi ile birlikte Hızlı Destek Kuvvetlerini kurdu. Şu anda bu liderlerin başında Şeyh Musa Hilal var o yüzden Hımidti ve aşiretinin etki alanlarında muhtemelen onlar egemen olacaklarıdır.

Afrika’nın en büyük ülkesi olan Sudan, küresel güçlerin hep hedefinde oldu. 2011 yılında BM’nin oyunları ile ülkenin güneyinde ayrı bir devlet kuruldu. Şimdi de ülkenin Kuzeyi’ni bölmeye yönelik girişimlerin olduğu çok bariz bir şekilde görülüyor. Olayların ileride nereye evrileceğini hepimizi göreceğiz…

TURAN KIŞLAKÇIGazeteci, Yazar

Külbe-i ahzân’ında âh ü fizâr bir Simurg. Ehl-i hikmet muhibbi ve hakikat arayıcısı bir yolcu. Uluslararası ilişkiler, ilahiyat, dinler tarihi ve felsefe alanlarıyla iştigal eder, hududü’l...

DETAYLAR
ARŞİV