Hayya ale’salah, Hayya alel-felah. As-salatu hayrun mine’n nevm. Allahu Ekber.La ilahe illallah.. Şafağın ilk ışıklarında, cami minarelerinden yükselerek Müslümanları beş vakit namazın ilkini kılmaya çağıran sabah ezanı okunuyordu.
Bu ezan ilk önce İslam dünyanın başlangıç yeri olan Baharat Adaları ve Mindanao’da okunmaya başlar. Bir müddet sonra Açe, Cava, Sumatra, Patani, Borneo ve Siyam gibi Malay yarımadasında okunur. Oradan sonra Kaşgar dağlarında, Seylan adasında, Bengal’de, Haydarabad’da ezan sesleri yükselmeye başlar.
Xi’an, Turfan, Pencap, Sind, Fergana vadisi, Buhara, Semerkand, Hindukuş dağları, Horasan, Herat, Tus, Belh, Merv, Curcan, Huzistan, Taberistan, Nisabur ve Kafkaslar üzerindeki İpek Yolu vahaları yoluyla Hamedan, İsfahan ve Tahran’a ulaşırdı. Sonra alacakaranlıkta Bağdat’ın, Kufe’nin, Basra’nın, Hıms’ın, Şam’ın, Sana’nın, Kahire’nin ve İstanbul’un ihtişamlı camilerinden yükselirdi yanık sesler.
Medine’de, Mekke’de ve Kudüs’te Bilal’in ilk günkü sedasıyla ezanlar okunurdu. Mısır’ın el-Ezher camiinden yükselen ezan sesi ise, Tunus’un Zeytunesine ve Fas’ın Kayravan’ı üzerinden Mali’nin Timbuktu kentindeki kerpiçten yapılmış büyük camiye ulaşırdı. Buradan Sahra’ya ve Senegal Irmağı boyunca Atlantik’e uzanan ticaret merkezlerine kadar yayılırdı. Avrupa’da Tuna Nehri boyunca yankılanan ezan sesi de Üsküp, Piriştine, Saraybosna, Mostar, Filibe’den Sicilya ve Malta adasına, oradan da taa? Kurtuba’ya kadar yankı bulurdu.
Ezanın akabinde Mindano’dan Timbukta’ya tüm Müslümanlar ezan sesiyle tek sıra halinde saf saf bir yöne yani kıbleye yöneliyorlardı. Namaz sonrası güneş boy gösterip dünyayı aydınlatmaya başlayınca onlarda Allah’ın arzına yayılıyorlardı.
İşte, bir zamanlar ezan sesinin yükseldiği bu coğrafyaya ?İslam âlemi? deniyordu. Bugün zikrettiğimiz bölgelerin birçoğunda ezan sesi yankılanmasa da, o diyarın gayri Müslimleri dahi hâlâ kulaklarında çınlayan nidanın gerçek sahiplerini aramaktadır. İslam uleması eskiden İslam coğrafyasını tanımlarken ?ezan? ile tanımlarlardı. Yani ezan sesinin yükseldiği her yer İslam dünyasının bir parçasıdır. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy şu beyitleri ile buna ne güzel işaret etmiştir:
Şu ezanlarki şahadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
Külbe-i ahzân’ında âh ü fizâr bir Simurg. Ehl-i hikmet muhibbi ve hakikat arayıcısı bir yolcu. Uluslararası ilişkiler, ilahiyat, dinler tarihi ve felsefe alanlarıyla iştigal eder, hududü’l...
DETAYLAR